Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Türkiye'de 210 Farklı Organik Tarım Ürünü Yetiştiriliyor

organic.jpgOrganik tarım ürünleri üretiminde Avrupa Birliği (AB)'nin çok gerisinde olan Türkiye'de binde 5 oranında 210 farklı organik tarım ürünü yetiştiriliyor. Bunun nedeni ise iç pazar sıkıntısı olarak gösteriliyor

Organik tarım ürünleri üretiminde Avrupa Birliği (AB)'nin çok gerisinde olan Türkiye'de binde 5 oranında 210 farklı organik tarım ürünü yetiştiriliyor. Bunun nedeni ise iç pazar sıkıntısı olarak gösteriliyor.

'Türkiye ve AB Arasında Sivil Toplum Diyaloğunu Geliştirme Hibe Projesi (CSD)' çerçevesinde Antalya'nın Manavgat ilçesinde çiftçilere yönelik eğitim semineri devam ediyor. Seminerin ikinci gününde konuşan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Orhan Özçatalbaş, AB ülkelerinde biyolojik tarım üretiminin bir yaşam felsefesi haline geldiğini söyledi. Özçatalbaş, Türkiye'de binde 5 oranında 210 farklı organik tarım ürünü yetiştiğini, bu rakamın düşük olmasında en önemli etkenin iç pazar sıkıntısı olduğunu ifade etti. Özçatalbaş, Türkiye'de üretilen ürünlerin de AB ülkeleri talepleri doğrultusunda yetiştirildiğine dikkat çekti.

Dünyada organik tarım ürünlerinin yüzde 48'inin Avustralya, yüzde 24'ünün Avrupa, yüzde 20'nin ABD'de ve yüzde 0,3'ünün Asya kıtasında üretildiğini anlatan Özçatalbaş, Avrupa'da biyolojik tarım ürünleri yetiştiriciliğinin temelinin bin 900'lü yıllarda başladığını kaydetti. Özçatalbaş, "Organik tarım ürünleri tüketimi AB ülkelerinde yaşam felsefesi. Almanya'da, Belçika'da, Norveç'te, Hollanda'da, Finlandiya'da, İsveç'te ve Danimarka'da insanların kullandığı diş macunu ve deterjanlar biyolojik tarım ürününden üretiliyor. Ülkemizde kimyasal girdi kullanılmadan tarım üretimi yapımı 1990 yılından bu yana yaygınlaşmaya başladı. Geçen 18 yıllık süre içinde maalesef iç piyasada gereken talep oluşmadı. Yapılan üretimlerde Avrupa pazarı talebi üzerine yapılıyor. Ekolojik tarımda Avrupa ülkelerinin başını Fransa, İtalya, Almanya, Hollanda, Belçika ve İspanya çekiyor. Üretiminin yüzde 40'da özel danışmanlık şirketleri aracılığıyla yapılıyor." diye konuştu.

Türkiye'nin iklim ve coğrafi yapısının dünyada en kaliteli organik tarım ürünleri üretimine uygun ülke olduğuna dikkat çeken Özçatalbaş, doğada ekolojik dengenin korunumu, sağlıklı ve güvenli gıda tüketimi ve ürün kalitesi için acilen ekolojik ürün yetiştirmeye geçilmesi gerektiğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin gıda ürünleri pazarlayıcılarının müşterilerine sunacağı ürünlerin gıda sağlığına uyup uymadığına özel önem verdiklerini ifade eden Özçatalbaş, Batı Avrupa'da en küçük ekolojik tarım alanı yerinin 150 hektar olduğunu söyledi. Özçatalbaş, "Ürün kalitesinde markalaşmanın yolu markalaşmadan geçer. Organik tarımda ileri düzeye gelebilmek için arazi birleştirilmesine gidilmeli. Ülkemizde en büyük biyolojik tarım alanı 30 hektar. Polonya'da ise en küçük tarım alanı ise 180 hektar. Avrupa'da ekolojik tarımın yüzde 86'sı devlete bağlı olmayan NGO'lar, özel çiftçi danışmanlık hizmetleri ve çiftçi örgütleri vasıtasıyla yapılıyor. Ülkemizin ekolojik tarımdan yıllık geliri ise 35 milyon dolar. Bu rakam AB ülkelerine göre çok düşük." diye konuştu.

Manavgatlı çiftçiler, 'Türkiye ve AB Arasında Sivil Toplum Diyaloğunu Geliştirme Hibe Projesi CSD)' çerçevesinde eğitilerek daha bilinçli hale getiriliyor. Manavgat Ziraat Odası (MZO), Tarım İlçe Müdürlüğü, Ilıca Belediyesi, CSD, Manavgat Süt Üreticisi Birliği (MSÜB), AB Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB)'nin Nisa Düğün Salonu'nda düzenlediği eğitim seminerinde, çiftçiler, tarım ürünlerini pazarlama yöntemleri, ürün çeşitliliği, etkin kaynak kullanımı, organik tarım ve kaliteli üretim konularında bilgilendiriliyor.

Kaynak: Sondakika.com

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın