Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla

BAŞLIK: "Kanatlı Hayvancılık İle AB de Fark Yaratabiliriz"

"Kanatlı Hayvancılık İle AB de Fark Yaratabiliriz" 15 yıl 7 ay önce #449

  • nHL
  • nHL's Avatar
  • ÇEVRİMDIŞI
  • Yeni Üye
  • Gönderiler: 3
"Kanatlı Hayvancılık İle AB de Fark Yaratabiliriz"
Ömer GÖRENER
Banvit Genel Müdürü



Banvit şimdi de kırmızı et sektörüne yatırım yapmaya karar verdi. Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, kuş gribi ile ortaya konan yaklaşımları değerlendirirken, sektöre ilişkin sorularımızı cevaplandırdı.

Tavukların üretiminden satışına kadar olan süreçte çok titiz bir çalışmanın söz konusu olduğunu biliyoruz. Kısaca bu süreci ve bu süreçteki detayları aktarabilir misiniz?Damızlık kümeslerinden elde edilen yumurtalar kuluçka tesisindeki gelişim makinelerine yerleştirilir. Burada 21 günlük gelişim süreçlerini tamamlayan ve çıkım odalarında yumurtadan çıkan civcivler, özel araçlarla biyogüvenlik tedbirleri uygulanan kapalı ve izole kümeslere aktarılır. Fabrikalarımızda üretilen yemlerle beslenen piliçler, kesim yaşına geldiklerinde işlenmek üzere tesislerimize nakledilirler. Üretim sürecinde tüketici taleplerine göre işlenen piliç etleri, ambalajlanıp paketlendikten sonra soğuk hava depolarına aktarılır. Buradan da frigorifik araçlardan oluşan tırlarla şubelerimize ve diğer dağıtım kanallarımıza gönderilir ve tüketicilerimizin sofralarına güvenle ulaşması sağlanır. Detayda çok daha uzun ve meşakkatli bir sürece sahip olan piliç ve hindi üretiminin her aşamasında titiz kontroller yapılıyor. Entegrasyonumuzda güvenli gıda üretimi için HACCP, ISO 9001, ISO 14001 gibi kalite güvence standartları uygulanıyor. Kendi veteriner hekimlerimiz dışında Tarım ve Köyişleri Bakanlığının resmi veteriner hekimleri tarafından canlı, piliç ve hindi eti üretim süreçleri de sürekli kontrol ve denetimden geçiriliyor. İsteyen her tüketicimiz ürün ambalajlarımızın üzerinde bulunan seri numarası ve barkodu web sitemizdeki ilgili yere girerek geçmişe dönük her türlü üretim bilgisine sahip olabiliyor.

Tavuk eti kırmızı ete göre daha ucuz bir protein kaynağı fakat kuş gribi vakalarının ortaya çıkması ve arkasından yaratılan spekülasyonlar halkın uzun süre temkinli davranmasına neden oldu. Sizce ortaya çıkan bu kriz başarıyla yönetildi mi?Elbette kuş gribi hastalığı doğada varolan bir hastalık ancak bilim dünyası tarafından teşhis edilip mercek altına alınması çok yeni sayılır. Hastalık ülkemizde ilk kez ortaya çıktığında insanlarımız doğal olarak ilk tepkilerini piliç ve hindi eti tüketimlerini durdurarak veya minimum düzeye indirerek verdiler. Konunun uzmanı olan veya olmayan bir çok kaynaktan gelen açıklamalar, medyanın doğrularla birlikte eksik ya da asılsız iddiaları da kamuoyuna taşımasıyla oluşan bilgi kirliliği, gündeme güvensizliği getirdi. Zamanla, yaptığımız doğru ve sistemli bilgilendirmelerle insanlarımız entegre üreticiler tarafından üretilen, gerekli gıda güvenliği sertifikasyonlarına sahip, markalı ve ambalajlı ürünleri gönül rahatlığıyla tüketebileceklerini anladılar. Sonuçta asıl tehdit kontrolsüz olarak açık alanlarda beslenen ve firma güvencesi taşımayan açık piliç etlerindeydi. Biz hem Banvit olarak hem de üyesi olduğumuz Sağlıklı Tavuk Bilgilendirme Platformu (STBP) aracılığıyla yürüttüğümüz kriz yönetimi ve iletişimi sürecini başarıyla tamamladık.

Kriz sonrası dönemde yürütülen tüm çalışmalardan farklı olarak ve sektörümüzde ilk kez kuş gribi konusunda Banvit olarak “İyiliğiniz için, sağlığınız için” isimli bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirdik. Manyas Kuş Cenneti’ne yakın dört büyük ilimizdeki ilçe ve köylerde ev hanımları, çocuklar ve köylülerimizden oluşan 76.000 insanımıza gıda güvenliği, temel hijyen, kuş gribi, bulaşma ve korunma yolları konularında birebir eğitimler verdik.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Türkiyeyi kuş gribiyle mücadelede örnek ülke olarak gösterirken, kriz yönetim sürecimizin başarısı akademik çalışmalardan, tezlere hatta ders kitaplarına kadar konu edildi. Diğer yandan bugün ülkemizde kriz sonrasındaki istatistiklere baktığımızda ülkemiz piliç eti tüketiminin yüzde 85 oranında markalı ve ambalajlı ürünler pazarında gerçekleşiyor olması da bizler için sevindiricidir.

Kuş gribi krizi öncesinde de Banvitin sağlıklı üretime ve markalaşmaya verdiği önem biliniyordu. İşletmeler bazında baktığımızda, işletme olarak gerekli tüm tedbirleri aldığınızı görüyoruz fakat tavukçuluk sektörü bu krizi ciddi bir zararla atlattı. Bu dönemde hükümetle ve diğer işletmelerle etkili bir işbirliği içinde olabildiniz mi?Tabii bu krizin aşılmasında resmi kurumlarla gerçekleştirdiğimiz işbirliklerinin önemli rolü oldu. Kuş gribi hastalığıyla ilgili çalışmalarımız gerek firmalar gerekse resmi kurumlar nezdinde çok daha önce atılmış adımlardan oluşuyordu. Ülkemizde ilk kuş gribi vakası ortaya çıkmadan bir ay önce Bandırma’da Tarım Bakanlığı, AB’ne bağlı olarak çalışan TAIEX (Avrupa Birliği Komisyonu Teknik Destek ve Bilgi Değişim Merkezi), Banvit, ve bazı sektör firmalarının katılımıyla sanal bir tatbikatta böyle bir hastalık karşısında neler yapılabileceğini tecrübe etmiştik. Kriz sürecinde de bu işbirliğimiz devam etti. Hatta hala kuş gribi konusunda sektör firmaları olarak STBP çatısı altında ortak çalışmalar sürdürüyoruz.

Banvit kanatlı sektörünün ardından şimdi de kırmızı et sektörüne girdi ve Türkiye’deki kırmızı et ihtiyacının %2 sini karşılamayı hedefliyor. Kanatlı sektöründe yakalanan başarı ile Türkiye örnek ülke olarak gösterildi. Özellikle kesimhanelerde yakalanan başarı göz önüne alındığında farklı bir alana açılmak sizce riskli bir adım değil mi?Elbette küçükbaş ve büyükbaş üretimi birbirinden farklı konular. Ancak kırmızı et, Banvitin üretim süreçleriyle oldukça uyumlu bir paralelde yer alıyor. Kırmızı et, varolan dağıtım ve pazarlama ağımızla da çok iyi örtüşüyor. Piliç ve hindi eti üretimiyle kazandığımız önemli bir bilgi birikimine de sahibiz. Bizlere kalan ise işin detaylarını daha iyi öğrenmekti. Avustralyalı danışmanımız ve ekibinin öncülüğünde yoğun çalışmalar sürdürerek, yaptığımız yatırımlarla kırmızı et üretiminde de bugün başladığımız noktadan daha iyi bir yere ulaştık. Kanatlı eti ile kırmızı et üretimini aynı potada buluşturmuş olduk. Şu an kırmızı etteki ürün çeşitliliğimizi gün geçtikçe arttırıyoruz. Tüketicilerimize kuşbaşı, kıyma, bonfile, biftek, şiş ve İnegöl köfte gibi ürünler sunuyoruz. Ayrıca toplu tüketime yönelik kırmızı et ürünlerinin satışları da artarak devam ediyor. Hedefimiz önümüzdeki senelerde kırmızı et yatırımımızı tamamlayarak ulaşacağımız 48.000 baş hayvan rakamıyla ülkemiz kırmızı et ihtiyacının %2’sini karşılamak ve ciromuzun %20sini kırmızı et satışından elde etmek.

15-25 Nisan tarihlerinde AB Gıda ve Veterinerlik Ofisi heyeti incelemelerde bulundu ve hazırlanan rapor, kanatlı sektörünün teknik açıdan gereken standartlara sahip olduğunu ortaya koydu. Fakat buna rağmen kanatlı sektörü hala AB ülkelerine giriş yapamıyor. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?Sektörümüz 10-11 yılın sektörü, dolayısıyla bizde son teknoloji kullanılıyor. Onların sektörü ise 30 yıllık bir sektör. Bizim tesislerimiz Avrupa’daki bir çok tesisten daha iyi durumda. Yeni ve temiz. Biz daha ucuza, daha verimli üretebiliyoruz. AB değişik dönemlerde ülkemize gelerek başvuran firmaları kontrol etmesine ve ihracat yapabilir bulmasına rağmen bir şekilde Brükselde başvurular sümen altına kaydırıldı ve iş geciktirildi. Tam olarak nedenini açıklayamıyorum, ancak belki ithal edilemeyen 19 bin ton kırmızı ete karşı bir koz olarak kullanıyor olabilirler. Bir diğer sebep ise hakikaten Türkiyenin kanatlı sektöründen korkuyor olabilirler.

Kanatlı sektörü sekteye uğradığı zaman mısır üretiminden TMO ya kadar uzanan bir zincir zarara uğruyor. Fakat bu alanda uygulanan politikalar bu unsurları göz ardı ediyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?TMO devlete bağlı resmi bir kuruluş. Bizlerse ticari işletmeleriz. Ülkemizde ortaya çıkan hammadde sıkıntısı öncelikli olarak kanatlı sektörünü, yükselen maliyetlerin ise ürün fiyatlarına yansıması nedeniyle de tüketicileri zor duruma sokuyor. Buradaki en büyük sorun resmi kurumların özel sektörü anlayıp, yeteri kadar kavrayamamasında. Sektör olarak aylardır gelen hammadde krizini ilgili resmi kuruluşların ve kamuoyunun gündemine taşımaya çalışıyoruz. Bunların neticesinde hükümet cephesinde birtakım somut adımlar da atıldı. Ancak bu yaklaşımlar geçici politikalardan oluşuyor. Sektörün yüksek maliyet sorununun çözülmesi ve tüketicilere daha ucuz rakamlarla kanatlı ürünlerinin sunulabilmesi için serbest ama kontrollü tahıl ithalat izninin süresiz olarak tanınması ve hükümetin önümüzdeki günler için kalıcı tarım stratejilerinin, sektör temsilcilerinin de içinde olduğu bir platformda, acilen masaya yatırılması gerekiyor.

Kırmızı ete ve beyaz ete uygulanan KDV oranları arasındaki farkın kaldırılması konusunda sektörden gelen tepkiler hızla artıyor. Bu konuda gelinen son nokta nedir?Mayıs ayı sonunda kamuoyuna açıklanan Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda beyaz et sektörüne uygulanan KDV oranları ile kırmızı et sektörü arasındaki fark büyük oranda eşitlenmiş durumda. Yeni düzenlemelerle işlenmiş ürünlerde uygulanan yüzde 18 KDV oranı yüzde 8 e indirildi. Toptan kırmızı et satışlarında esas alınan yüzde 1 KDV oranı ise hala aynı seviyede devam ediyor. Toptan piliç etine uygulanan rakam ise halen yüzde 8.

Sosyal alanda gerçekleşen değişimler Banvitin ürün yelpazesine ne şekilde yansıyor?Toplumumuzun yaşam biçimi hızla değişiyor. Özellikle şehir yaşantısında artan trafik, esnek mesai saatleri ve kadınlarımızın iş yaşamında daha fazla yer almaya başlaması sonucunda artık doğal olarak mutfakta az zaman harcanarak hazırlanan pratik ürünler tercih ediliyor. Bizler de hazır yemek grubumuzdaki ürün çeşitlerimizle tüketicilerimizden bu yöndeki taleplerine alternatifler sunmaya çalışıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda taleple doğru orantılı olarak bu gruptaki ürün sayımız daha azdı. Bugünse gerek taze gerekse dondurulmuş ürünlerde oldukça geniş bir yelpazemiz mevcut. Son yıllarda tüketicilerimize sunduğumuz tüketime hazır ürünlerimiz arasında köfteler, kebaplar, kaplamalı ürünler, dönerler, hamur işi ve burgerler yer alıyor. Ar-Ge departmanımız ise bu kategoride yeni ürünler geliştirmeye devam ediyor.

Kaynak: www.ciftligim .com


Son Düzenleme: 15 yıl 7 ay önce yazan admin.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.