Tarım yüz güldürüyor
- Kategori: Haberler (Arşiv)
- Perşembe, 23 Nisan 2009 03:00
- Gösterim: 4260

Ekonomik kriz bir çok sektörü derinden etkiliyor. Bir çok sanayi
kuruluşu kapanırken, kapasite kullanım oranları hızla düşerken,
işsizlikte rekor üstüne rekor kırılırken, bir çok soruna ve engele
rağmen tarım sektöründe üretim, ihracat ve istihdam artıyor. 2007 ve
2008′de kuraklığın etkisi ile ciddi sorunlarla karşı karşıya kalan
tarım sektöründe 2009′un ilk verileri olumlu. Buğday üretiminin 17
milyon tondan en az 20 milyon tona, arpa üretiminin 6 milyon tondan 7
milyon tona çıkması bekleniyor. Ayrıca,2009′da ayçiçeği, mısır, çeltik
ve bakliyatın yanı sıra yaş sebze ve meyve üretiminde de ciddi artış
bekleniyor.
Tarım ürünleri arasında üretimi azalacak ürünlerin başında ise, pamuk
var. Pamuk üretimindeki düşüş trendi 2009′da da devam edecek. Hükümet,
2009 ürünü pamuk destekleme primini ekimden önce açıklamasına rağmen
çiftçi pamuk ekmiyor. Pamuk yerine en çok tercih edilen ürün ise buğday.
Ekonomik krizden çok girdi fiyatları korkutuyor
Tarım sektörü ekonomik krizden çok girdi fiyatlarındaki artıştan
olumsuz etkileniyor. Mazot, gübre, enerji, ilaç ve tohum başta olmak
üzere tarımsal girdilerde yılda ortalama yüzde 50 ile yüzde 100
oranındaki artış tarım sektöründeki en büyük sorun olarak dikkat
çekiyor. Girdi fiyatlarındaki artışa karşın, ürün fiyatının yerinde
sayması üretimin geleceğini tehdit ediyor. Tarım sektörü temsilcileri,
girdiler üzerindeki vergilerin düşürülmesi ve desteklerin zamanında
ödenmesi ile tarımsal üretimin ve ihracatın artacağına dikkat
çekiyorlar.
Ekonomik krize, yıllardır çözülemeyen yapısal sorunlarına ve önüne
konulan bir çok engele rağmen tarımda üretim, ihracat ve istihdam
artıyor. DÜNYA’nın üretim bölgelerinden derlediği bilgilere göre
2009′da bir çok tarımsal üründe üretim artışı bekleniyor.
Ekonomik kriz nedeniyle sanayide çarklar dururken, işsizlikte rekor
üstüne rekor kırılırken, tarımda üretim, ihracat ve istihdam artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2008′de ekonomi yüzde
1.1 büyürken tarımdaki büyüme yüzde 4.1 oldu. Veriler, 2009′da da
büyümenin devam edeceğinin sinyallerini veriyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ilk üç aylık ihracat verileri ise,
diğer sektörlerde ihracatta hızlı bir düşüş yaşanırken tarımsal ürün
ihracatındaki artışın sürdüğü yönünde. TİM verilerine göre, son bir
yıllık dönemde tarım ürünleri ihracatındaki artış yüzde 12.13 oldu. Dış
ticaret Müsteşarlığı verilerine göre ise Ocak-Şubat döneminde ihracatı
artan tek sektör tarım. Bu dönemde yaş meyve ve sebze ihracatı yüzde
20′nin üzerinde arttı. İhracattaki artış sürerken dövizdeki artışın da
etkisi ile tarım ürünleri ithalatında yüzde 37 oranında gerileme
yaşandı.
Tarımla ilgili bir başka olumlu gösterge ise istihdamda yaşanıyor. Son
yıllarda tarımda yaşanan çözülme süreci ekonomik kriz ile birlikte
durdu. Sanayide yaşanan sorunlar nedeniyle işsizlik hızla artarken,
krizden etkilenenler tarıma sığınıyor. Ekonomik kriz nedeniyle işsiz
kalanların bir bölümü tersine göç ile köye dönüş yapmaya başladı. Bu
nedenle tarımsal istihdam da artış gözleniyor. TÜİK verilerine göre,
bu yılın Ocak ayında tarımsal istihdam geçen yılın Ocak ayına göre 259
bin kişi arttı. İşsizlik yüzde15.5 gibi rekor bir seviyeye ulaşırken
tarımdaki istihdamın artması dikkat çekici. Uzmanlar, bu artışın
2009′da devam edeceğini ifade ediyor.
Bu yıl yağışların çok iyi gitmesi kuraklık olmayacağı yönündeki
beklentileri güçlendirdi. 2007 ve 2008′deki gibi su sorunu
yaşanmayacak. Aşırı yağışlar nedeniyle bazı ürünlerde üretimde gecikme
yaşanıyor. Adana Çukurova, Ege Bölgesi ve Antakya Amik Ovası’nda aşırı
yağışlar ve sel baskını nedeniyle özellikle mısır ve pamuk üretiminde
gecikme yaşanıyor.
Hububat üretiminde artış bekleniyor
2009 üretim döneminde en belirgin artışın hububatta olması bekleniyor.
DÜNYA’ nın üreticilerden aldığı bilgilere göre yapılan ekim dikkate
alındığında buğday üretiminin 2006′dan bu yana ilk kez 20 milyon tonun
üzerine çıkması tahmin ediliyor. Arpa üretiminin 7 milyon ton, mısır
üretiminin de 4 milyon tonun üzerinde gerçekleşmesi tahmin ediliyor.
Çiftçiler, hububat üretimindeki artışı, ‘girdi fiyatlarındaki artış
nedeniyle üretim maliyeti daha ucuz olan hububata yönelme’ olarak
açıklıyor. Çiftçiler, pamuk, şekerpancarı gibi endüstriyel ürünler
yerine daha ucuz maliyetli hububat üretimine yöneliyor.
Tarımsal destekler azaldı
İklim şartlarındaki olumlu havaya rağmen tarımda bir çok sorun da
yaşanıyor. En önemli sorun ise, yaşanan ekonomik krize rağmen sektöre
yönelik hiçbir önlemin alınmaması. Ekonomik kriz nedeniyle bir çok
sektöre vergi indirimi, istihdam desteği, can suyu kredileri
sağlanırken tarımsal desteklerin artırılması bir yana çiftçinin hak
ettiği mevcut desteklerde de kesinti yapıldı. 2009 bütçesi Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde görüşülürken tarımsal destekleme bütçesi yüzde
10 kesinti ile 5.5 milyar liradan 4milyar 950 milyon liraya düşürüldü.
Böylece 2008 yılında üretilen, satılan ürünlere ait hak edilmiş
destekler çiftçiye ödenmeden kesintiye uğradı. Pamuk, yağlık ayçiçeği,
soya fasulyesi, kanola, aspir, zeytinyağı, buğday, mısır, kuru fasulye,
mercimek, nohut, çeltik, arpa, yulaf, çavdar, tütün vb. bir çok üründe
destekleme primi düşürüldü. Mazot, kimyevi gübre, toprak analizi,
hayvancılık desteklerinde de yüzde 10 kesinti yapıldı. Böylece son üç
yılda tarımsal destek bütçesi 5 milyar 576 milyon liradan 4 milyar 950
milyon liraya geriledi.
Kredi kolaylığı memnun etmedi
Ekonomik kriz nedeniyle tarımsal kredi borcunu, enerji borcunu
ödeyemeyen çiftçiler diğer sektörlere sağlanan bazı kolaylıkların
tarıma da sağlanmasını istedi. Enerji borcu konusunda hiçbir somut adım
atılmazken, tarımsal kredilerde Ziraat Bankası “bahar paketi”ni açtı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2009 Ocak ayı
itibariyle tarımsal kredi hacmi 13 milyar 65 milyon liraya ulaştı.
Tarıma kullandırılan kredinin 7.3 milyar lirası kısa vadeli, 5.2 milyar
lirası ise uzun vadeli kredilerden oluşuyor. Takipteki tarımsal kredi
tutarı ise 436 milyon lira. Ziraat Bankası tarafından açıklanan “bahar
paketi” tarımsal kredinin çok az bir bölümünü kapsıyor. Ziraat Bankası,
faizini ödemek koşulu ile tarımsal kredi vadesini 2010 yılına uzatıyor.
Ayrıca sübvansiyonlu kredilerin vadesini 24 aya, yatırım kredilerinin
vadesini ise 5 yıldan 7 yıla çıkardı. Ancak, faizi ödeme, yasal takibe
düşmeme gibi şartlar nedeniyle bir çok çiftçi bu uygulamadan
yararlanamıyor. Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatifleri ve özel banka
kredilerinin bu kapsamda olmaması çiftçilerin beklentilerini
karşılamaktan uzak kaldı. Ekonomik kriz nedeniyle tarıma yönelik tek
önlem paketi olarak sunulan Ziraat Bankası’nın bu uygulaması çiftçileri
memnun etmedi. Çiftçiler tüm tarımsal kredilerde koşulsuz vade uzatımı
ve faizde indirim istiyor. Ayrıca, elektrik borçlarının bir takvime
bağlanmasını ve faizinin ise silinmesini talep ediyor. Ayrıca mazot ve
gübrede vergi indirimi talepleri var.
Dünya Bankası, tarımdan elini çekti
Dünya Bankası’nın desteği ile 8 yıl uygulanan Tarımda Reform Uygulama
Projesi, 31 Aralık 2008′de resmen sona erdi. 2009′da Türkiye, tarım
politikalarını Dünya Bankası’ndan bağımsız olarak uygulayacak. Bu
çerçevede 8 yıl boyunca uygulanan ve tarımsal üretime çok büyük zarar
veren doğrudan gelir desteği 2009′da uygulanmayacak. Tarım Satış
Kooperatifleri ve Birlikleri’nin yeniden yapılandırma süreci de sona
erdi. Birlikler, ürün alımı için Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’ndan
kaynak kullanamayacaklar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine
Müsteşarlığı’nın hazırladığı yeni yasa taslağı ile birliklerin özel
sektör bankalarından kredi kullanması öngörülüyor. Dünya Bankası’nın
üzerinde ısrarla durduğu fındık ve tütünde uygulanacak alternatif ürün
projesi de sona erdi. Böylece 2009 itibariyle tarım politikaları Dünya
Bankası’ndan bağımsız olarak uygulanması bekleniyor.
Ürün bazında değerlendirme
Pamuktan kaçış sürüyor
Hükümet ilk kez bu yıl kütlü pamuk destekleme primini pamuk ekiminden
önce açıkladı. Yıllardan beri çiftçilerin talebi bu yöndeydi. 29 Mart
seçiminden önce 2009 ürünü kütlü pamuk destekleme priminin sertifikalı
tohum kullanan çiftçilere kilogram başına 42 kuruş, sertifikalı tohum
kullanmayan çiftçilere ise 35 kuruş prim ödeneceği açıklandı. Buna
rağmen pamuğun geleneksel üretim merkezleri olan Çukurova’da, Amik
Ovası’nda ve Söke Ovası’nda çiftçiler pamuk ekmeyeceklerini açık açık
söylüyor. Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mutlu Doğru,
pamuk priminin ekimden önce açıklanmasının bile çiftçiyi pamuk ekmeye
ikna etmediğini belirterek: “Primi açıklamak önemli, ama ödemenin
zamanında yapılması da çok önemli. Geçen yılın primi henüz ödenmedi.
Geçen yıl üretilen pamuk satılamadı. Tekstil sektörünün durumu ortada.
Bu nedenle çiftçi pamuk ekiminden kaçıyor. Bu yıl üretimdeki düşüşün
devam edeceğine inanıyoruz.” diye konuştu. Antakya Ziraat Odası Başkanı
Celal Civelek ise, pamuk üretim maliyetinin çok yüksek olduğunu bu
nedenle çiftçinin maliyeti daha düşük olan buğday üretimine yöneldiğini
ifade etti. TÜİK verilerine göre 2007′de 2 milyon 275 bin ton olan
kütlü pamuk üretimi yüzde 20 gerileme ile 2008′de 1 milyon 820 ton
oldu. 2009′da kütlü pamuk üretiminin 1.5 milyon tona gerilemesi
bekleniyor. Pamuk üretiminden kaçan çiftçiler ağırlıklı olarak buğday
ve mısır ekimine yöneliyor.
Buğday üretimi 20 milyon tonu aşacak
Buğday üretimi son iki yılda kuraklığında etkisi ile 20 milyon tonun
altında kaldı. 2005′te 21 milyon 500 bin ton gibi rekor bir seviyeye
ulaşan buğday üretimi, 2006′da 20 milyon tona, 2007′de 17 milyon 234
bin tona geriledi. Geçen yıl 17 milyon 782 bin ton olan buğday
üretiminin bu yıl 20 milyon tonun üzerine çıkması bekleniyor. Girdi
fiyatlarındaki aşırı yükselme nedeniyle endüstriyel tarım ürünlerinden
kaçan çiftçi buğdaya yöneldi. Diğer ürünlere göre üretim maliyeti daha
düşük olan buğdayda çiftçi yeterli miktarda gübre kullanamadığı için
verimlilikte bir miktar düşüş yaşanabilir. Ancak, buğday ekim
alanlarındaki artışa bakılınca iki yıl aradan sonra üretiminin yeniden
20 milyon tonu aşması bekleniyor.
Mısırda ithalat dönemi bitiyor
Üreticilerin pamuk üretimi yerine tercih ettikleri bir başka ürün ise
mısır. 2007′de yaşanan kuraklık nedeniyle 4 milyon tonun altına düşen
mısır üretimi 2008′de 4 milyon 274 bin tona ulaştı. Bu yıl aşırı
yağışlar nedeniyle mısır ekimi yaklaşık bir ay gecikti. Bu gecikmenin
üretime olumsuz yansıması bekleniyor. Ancak üretim alanlarındaki
genişleme doğrultusunda mısır üretiminin 4 milyon tonun üzerinde olması
bekleniyor. Birkaç yıl öncesine kadar mısırda net ithalatçı olan
Türkiye, bu ürüne verilen destekleme primi ve pamuktan kaçan üreticinin
mısır ekimine yönelmesi sonucunda üretim 4 milyon tonun üzerine çıktı.
2009′da da mısır üretiminin 4 milyon tonun üzerinde olması bekleniyor.
Bu orandaki üretim ile Türkiye’nin mısır ithal etmesine gerek
kalmayacak. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin geçen yıl ithal ettiği mısırdan
233 bin tonu depolarda duruyor. Üreticiler hasat öncesinde bu ithal
mısırın piyasaya sürülerek fiyatların aşağı çekilmesinden endişe
duyuyor.
Arpa üretiminde artış olacak
Yem sektörünün önemli girdilerinden biri olan arpada son yıllarda düşen
üretim nedeniyle Türkiye’nin dışa bağımlılığı arttı. Ancak, dünya arpa
üretimin azalması nedeniyle istenildiği zaman arpa ithal edilemiyor.
Türkiye’nin yıllık ortalama 9 milyon ton olan arpa üretimi 2007′deki
kuraklığın etkisi ile 7 milyon 306 bin tona düştü. Geçen yıl arpa
üretim bölgelerinde ikinci kez ve daha etkili bir kuraklık yaşanınca
bu kez üretim 5 milyon 923 bin tona düştü. Bu yıl ciddi bir kuraklık
riski olmadığı için ve son iki yılda fiyatlardaki artışın da etkisi ile
arpa üretiminin 7 milyon ton civarında gerçekleşmesi bekleniyor.
Pirinçte spekülatörler tetikte
Çeltik üretimi son yıllarda istikrarlı bir şekilde artıyor. Üretim
alanı son 10 yılda iki katına çıktı. Çeltik üretimi 10 yıl önce 340 bin
ton seviyesindeyken 2008′de 753 bin tona yükseldi. Yıllık ortalama 540
bin ton olan pirinç tüketiminin 450 bin tonu yerli üretimden
karşılanıyor. Yaklaşık 100 bin ton pirinç ise her yıl ithal ediliyor.
Pirinçte son yıllarda spekülatif hareketlerle zaman zaman fiyatlar
yapay olarak artırılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi, pirinç ithal ederek
bu spekülatif hareketleri önlemeye çabalıyor. Ancak, spekülatörler her
an tetikte piyasayı yönlendirmeye çalışıyor. 2009′da çeltik üretiminin
dolayısıyla pirinç üretiminin 2008′e göre yüzde 10 civarında artması
hesaplanıyor.
Mercimek üretimi normale dönüyor
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde geçen yıl yaşanan kuraklık nedeniyle
kırmızı mercimek üretimi 505 bin tondan yüzde 80 oranında gerileyerek
106 bin tona geriledi. Bu nedenle Toprak Mahsulleri Ofisi mercimek
ithal etmek zorunda kaldı. Bu yıl yağışların normal seyretmesi
nedeniyle mercimek üretiminin normal düzeye ulaşması bekleniyor. Geçen
yıl kuraklık nedeniyle üretimin azalması ve buna bağlı olarak fiyatın
yükselmesi üreticileri daha çok mercimek ekmeye yönlendirdi. Bu yıl
Güneydoğu’ da yağışlar nisan sonuna kadar normal seyrederse kırmızı
mercimek üretiminin en az 350-400 bin tona ulaşması bekleniyor. Türkiye
ihtiyacının iç piyasadan karşılanması ve ithalata gerek kalmayacak.
Fındığın zor yılı
2009 yılı fındık rekoltesi için şimdiden tahmin yapmak zor. Ancak
kabuklu fındık üretiminin 500 bin tonun altına düşmesi beklenmiyor.
Haziran’da rekolte ile ilgili daha net veriler ortaya çıkacak. Rekolte
ne olursa olsun 2009, fındık üreticileri ve sektör için en zor
yıllardan biri olacak. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin deposunda 630 bin
ton kabuklu fındık stoku var. Bu fındığın nasıl değerlendirileceği
büyük önem taşıyor. Hükümet, TMO’nun ihracat yapması için yasal
düzenleme yapınca ihracatçılar buna şiddetle karşı çıktı. TMO’nun
depolarındaki fındık stoku Türkiye’nin ortalama bir yıllık fındık
rekoltesi ile eşdeğer. Bu yıl bir kilo fındık üretimi olmasa bile
stoktaki fındık hem iç piyasaya hem ihracata yeter. Bu yıl ki üretim
500 bin ton olursa, stoktaki fındıkla birlikte arz 1 milyon 100 bin
tonu aşacak. Böyle bir tablo yıllardır hiç görülmedi. Bu yıl seçim
olmaması nedeniyle Hükümetin fındık fiyatını da yüksek açıklaması
beklenmiyor. Büyük olasılıkla ihracatçıların talebi doğrultusunda
fındıkta prim sistemine geçilecek. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fındık
alımına devam edip etmeyeceği, Fiskobirlik’ in konumunun ne olacağı
merakla bekleniyor. Fındıkta uygulanacak politika konusunda
ihracatçılar, Ulusal Fındık Konseyi şimdiden lobi çalışmalarına
başladı. Fındık sektörü açısından 2009 çok zorlu geçecek gibi görünüyor.
Yağlı tohumlarda artış olacak
Ayçiçeği, aspir, kanola, soya gibi yağlı tohumlarda da genel olarak
üretim artışı bekleniyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği ve
Trakyabirlik yöneticileri yıllardan beri yağlı tohumlara verilecek
destekleme priminin ekimden önce açıklanmasını istiyor. Ancak bu yıl
da bu istekleri gerçekleşmedi. Pamuk primi ekimden önce açıklanırken
ayçiçeği, kanola, soya ve mısır primleri henüz açıklanmadı. Yağlı
tohumlardaki bir başka önemli gelişme ise, ayçiçeği üretim alanlarının
daha çok kanola üretimine kayması. Sektör temsilcileri yağlı tohum
üretiminin daha çok artması için ayçiçeği alanlarına değil, buğday
alanlarına kanola ekiminin yapılmasını istiyor. Kanola üretimi 2007′de
28 bin 727 tondan, 2008′de yüzde 192′lik artışla 83 bin 965 bin tona
ulaştı. Aspir üretimi de aynı dönemde yüzde 210 artışla 2 bin 280
tondan 7 bin 68 tona ulaştı. Ayçiçeği üretimi ise iki yıl aradan sonra
yeniden 1 milyon ton sınırında.
Yaş sebze ve meyvede ihracat artışı sürüyor
Rusya ile yaşanan krize rağmen yaş sebze ve meyve üretiminde ve
ihracatında artış sürüyor. Sebze üretimi 2008′de önceki yıla göre yüzde
6 oranında artarak 27 milyon 214 bin tona, meyve üretimi ise, aynı
dönemde yüzde 8.8 artışla 15 milyon 681 bin tona ulaştı. 2009′un ilk
verilerine göre, yaş meyve ve sebze de üretimin geçen yıldan daha iyi
olacağı ve ihracattaki artışın da devam edeceği yönünde.
Hayvancılıkta sıkıntı büyük
Bitkisel üretimde sorunlara rağmen bir çok üründe üretim artması
beklenirken hayvancılıkta üretim ve pazarlamaya ilişkin sorunlar
katlanarak büyüyor. Hayvancılık sektörüne 2000 yılından sonra verilen
desteklerle çok büyük yatırımlar yapıldı. Özellikle süt hayvancılığına
büyük bir yönelme oldu. Tarım Bakanlığı verilerine göre son 5 yılda süt
üretimi 8 milyon tondan 12 milyon tona ulaştı. Ancak, bu üretim artışı
iyi planlanamadığı için çiğ süt fiyatlarındaki düşüş yatırım yapanları
zora düşürdü. Bir çok yatırımcı süt hayvanlarını kesime göndermeye
başladı. Tarım Bakanlığı’nın hayvancılık desteklerinde radikal
değişikliğe giderek hayvan başına ödeme sistemine geçmesi sorunları
daha da artırdı. Son olarak, süt fiyatlarındaki düşüşü önlemek için 30
milyon liralık bütçe ayrıldı. Bu bütçe ile piyasadan sütün çekilerek
süt tozu yapılması planlanıyor. Ancak, bu önlem süt sektöründeki
sorunları çözmeye yetmedi. Süt hayvancılığındaki sorunun büyüyerek
devam etmesi bekleniyor.
Yazar: Ali Ekber Yıldırım
Tarimdunyasi.net
- Henüz hiç yorum yok
Yorumlar