Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Mayınlı araziler tarıma açılırsa yılda 20 milyon dolar getirir

mayinli_arazi.jpgTMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, mayınlı arazilerin tarıma açılması durumunda elde edilecek yıllık net gelirin 20 milyon doların üzerinde olacağının hesaplandığını söyledi.

Gökhan Günaydın, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, mayınlı arazilerin tarıma kazandırılması konusunda görüşlerini açıkladı.

Türkiye'nin Suriye sınırında 510 km uzunluğundaki bir koridorda ve değişen genişlikte uzanan, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerinde yer alan 216 bin dekar mayınlı alanın, 49 yıllığına, mayın temizleme işini yapacak yabancı şirketlerin kullanımına devredileceğini bhatırlatan Günaydın, 1954 yılından başlayarak, yöre çiftçisinden yapılan kamulaştırmalar ve Hazine arazilerinin kullanımıyla mayınlanan alanların, 55 yıl sonra yeniden üretime dönüyor olmasının sevindirici olduğunu, ancak, bu toprakların kimin elinde olacağı ve nasıl kullanılacağının, hem ülke güvenliği hem de gıda güvenliği açısından yaşamsal önem taşıdığını kaydetti.

Günaydın, mayınların temizlenmesi konusundaki görüşlerini şöyle ifade etti: "TBMM'de görüşülmekte olan yasa tasarısının kabulü halinde, 2009 yılında ihalenin yapılacağı varsayımıyla, yabancı şirketler 2014'e kadar mayınları temizleyecek ve 2058 yılı sonuna kadar bu arazileri 'tarımsal amaçla' kullanacaklardır. Bu çerçevede, yöre halkının yarım yüzyıl evvel kendilerinden alınarak kamulaştırılan arazilere girememesi bakımından değişen hiçbir şey olmayacaktır. Sözü edilen mayınlı alanlarda, birinci ve ikinci sınıf tarım arazileri en büyük oranı oluşturmaktadır. Mayınlı arazilerin işlemeli tarıma elverişli bölümünün, yüzde 80'e yakın bir oranda, yaklaşık 170 bin dekar olduğu hesaplanmıştır. Bu arazinin yüzde 70'inin sulanabilir özellikler taşıdığı değerlendirilmektedir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, üretim deseni önerilerimizde yer alan ürünlerin verim değerleri, mevcut üretim maliyetleri ve piyasa fiyatları yanında destekleme ödemeleriyle birlikte değerlendirildiğinde, bir dekar alandan elde edilen net gelir mercimekte 100, mısırda 150, buğdayda 174, pamukta 190, zeytinde 640 ve Antep fıstığında 650 liradır. Sebze meyve, bağcılık, seracılık, hayvancılık ve organik tarım gibi faaliyetler, yaratılacak katma değeri daha da yükseltmektedir. Bu çerçevede, dekar başına net gelir ortalaması 180 lira olarak değerlendirildiğinde, mayınlı arazilerin tarıma açılması durumunda elde edilecek yıllık net gelirin 20 milyon doların üzerinde olacağı hesaplanmaktadır. Üretim gücünü örneklendirebilmek açısından, tümüyle monokültür tarım yapılması varsayımıyla, söz konusu alandan yılda 85 bin ton pamuk veya 102 bin ton buğday veya 212 bin ton mısır elde etmek mümkündür."

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi en düşük bölgelerinden olması bağlamında, mayınlı arazilerin temizleme sonrasında yöre çiftçisine tahsis edilmesi durumunda yaratacağı istihdamın, Türkiye;nin sosyal dengeleri açısından çok önemli olduğunu belirten Günaydın, 170 bin dekar işlenebilir tarım alanı, Türkiye ortalama işletme ölçeği olan 59 dekarlık işletmelere bölündüğünde, 2881 adet tarım işletmesi doğmaktadır. Her bir hanenin en iyimser tahminle tarım işinde çalışabilecek yaşta olan 5 kişiden oluştuğu düşünüldüğünde, 14,405 kişilik bir istihdam kapasitesi ortaya çıkmaktadır" bilgisini verdi.


Günaydın, işletme başına yıllık net gelirin ise 10 bin 621 lira olarak gerçekleştiğini, Kooperatif yapısı altında örgütlenen köylü üreticinin, her işletmede ziraat mühendisleri önderliğinde gerçekleştireceği üretimin, Türkiye'nin gıda güvenliği ve gıda güvencesine önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
2008 yılında kişi başına istihdam maliyeti ortalaması 287 bin lira, tarım sektöründe bir kişilik istihdam maliyeti ise 139 bin lira olduğunu bildiren Günaydın, "buna karşılık, mayınlı arazilerin temizlenerek yöre çiftçisine dağıtılması durumunda kişi başına istihdam maliyetinin 2 bin 124 lira olmaktadır" dedi.

TOPLAM TARIMSAL GELİR 880 MİLYON DOLAR

Hiçbir yabancı şirketin, yaklaşık yarım asırlık bir işte sadece 880 milyon dolar kazanmak için bu işi yapmayacağını savunan Günaydın şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mayın temizleme masrafının geri dönüş hızı, yıllık 20 milyon dolarlık net tarımsal gelir bazında hesaplanmalıdır. Örneğin 100 milyon dolarlık bir mayın temizleme finansmanı 5 yıl içinde geri dönmektedir. Bu çerçevede, mayın temizleme işi finansmanı sağlanarak, denetimli bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Temizlenen arazi yöre çiftçisine tahsis edilmeli, kooperatif yapı altında ziraat mühendisleri ve köylü üreticilerin birlikte çalışması sağlanmalıdır. Bu durumda, hem 15 binin üzerinde üretici ve mühendis istihdamı sağlanacak, hem de gerçekleştirilecek yüz binlerce tonluk üretimle, giderek artan tarım ürünü ithalatı (2008 yılında 6,4 milyar dolar) için harcanan kaynak azaltılabilecektir. Arazinin, yasa tasarısında olduğu gibi, 5 yıl içinde mayını temizleyen yabancı şirketlere 44 yıllığına tahsisi durumunda, şirketin 2059 yılına kadar elde edeceği toplam tarımsal gelir 880 milyon dolardır. Böylesine stratejik bir bölgede, hiçbir yabancı şirketin, yarım yüzyılda 880 milyon dolar kazanmak, başka bir deyişle yalnızca tarım yapmak peşinde olmayacağı açıktır.

Yasa tasarısında bulunan hüküm doğrultusunda, yabancı şirketler, 'mayından temizlenecek alanlar ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük teşkil eden Hazineye ait diğer taşınmazların' kendilerine bırakılmasını talep edeceklerdir. Bu durum, 'tehdit' altındaki arazilerin yalnızca 216 bin dekar ile sınırlı olmadığının en açık kanıtıdır. Bölgede bulunan TİGEM arazileri de dahil olmak üzere, birçok alan pazarlık konusu yapılmaya aday duruma getirilmektedir."
Günaydın, "Her ne kadar, yasa tasarısında Maden Kanunu ve Petrol Kanunu hükümleri saklı tutulmaktaysa da, daha evvel TBMM'ne sevk edilen Petrol Yasa Tasarısı hükümleri düşünüldüğünde, dönem içinde Maden ve Petrol alanında ortaya çıkabilecek yeni Yasalar ile bu tasarının ne denli ulusal çıkarlara aykırı bir içerik taşıyabileceği gözden uzak tutulmamalıdır" diyerek, Orta Doğunun en zengin su kaynaklarına sahip olan bölgenin, bu yönüyle de iştah kabarttığını söyledi."

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın