Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Güler: Nükleer tarım teknolojisi kullanan birkaç ülkeden biri olmak beni çok heyecanlandırıyor

bakan-hilmi-gulen.jpgEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Nükleer tarım teknolojisiyle milli tohumlar üreten birkaç ülkeden biri durumuna gelmek beni çok heyecanlandırıyor dedi.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda yapılan çalışmaları medya aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak olduğunu söyledi.
Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde, geleceği ilgilendiren sivil amaçlı çalışmalar yapıldığını ifade eden Güler, TAEK denildiği zaman son zamanlarda nükleer enerjinin gündeme geldiğini, ancak bu merkezde tıp, tarım ve mühendislik alanlarında çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.
Türkiye'nin geleceğinin güvence altına alınması ve bekası için üç önemli vazgeçilmez unsur olduğunu belirten Güler, ''Bunlardan bir tanesi enerji, biri su, diğeri de tohumdur. Bu üç vazgeçilmez unsurla geleceğimiz şekillenecek'' dedi.
Politikalarının, kısa vadeli çözüm arayışlarından ziyade, uzun vadeli, köklü ve kalıcı çözümler üretmek olduğunu anlatan Güler, şöyle konuştu:
''Yenilenebilir enerjide yerli kaynaklara dönüşümüz gibi burada da yerli tohumlarımızla, yeni geliştirdiğimiz milli tohumlara yönelik çalışmalar yapılıyor. Burada genetikle oynanmıyor. Sadece nükleer teknolojiden yararlanılarak ürünler geliştiriliyor. Bu açıdan yan etki gibi bir durum söz konusu değil. Buradaki çalışmalarla gelecekte gıdada dışa bağımlı olmamayı hedefliyoruz.''
Bu merkezde çalışan fizikçilerin önemli çalışmalar yaparak 'dünya teknoloji yarışında biz de varız' diyebildiklerini vurgulayan Güler, bunun da gurur verici olduğunu ifade etti.
''Nükleer tarım teknolojisinde milli tohumlarımızı üreten birkaç ülkeden biri durumuna gelmek beni çok heyecanlandırıyor'' diyen Bakan Güler, çalışmaları nedeniyle TAEK çalışanlarına teşekkür etti.
Bakan Güler, nükleer enerji santraliyle ilgili bir soru üzerine çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Bir gazetecinin, ''Bu merkez atom bombası gibi daha bilimsel çalışmalar yapıyor mu'' şeklindeki sorusu üzerine, Güler, buradaki çalışmaların sivil amaçlı olduğunu, tıp, tarım, mühendislik veterinerlik alanında çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.
Bakan Güler, Mayıs ayı içinde Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi içinde proton hızlandırıcı tesisinin temelinin atılacağını, bu sayede tıp ve eczacılık alanında önemli çalışmalar yapılacağını söyledi.
TAEK Başkanı Çakıroğlu da Nükleer Tarım Birimi ile ilgili bilgi verdi.
Geçen yüzyılda çıkan anlaşmazlıkların enerji ve su nedeniyle çıktığını anlatan Çakıroğlu, şimdi bunların yanına tarımsal ürünlerin tohumunun da eklendiğini söyledi.
Tohumun insanlık ve ülkelerin bekası için çok önemli olduğunu, şu anda dünyada çok az ülkenin kendi tohumunu üretebildiğini anlatan Çakıroğlu, Tarım Bakanlığı ile birlikte nükleer teknikleri kullanarak tohum ıslahı ile ilgili çalışmalara önem verdiklerini belirtti.
Yaptıkları çalışmaların uzun vadeli olduğunu anlatan Çakıroğlu, amaçlarının tarımsal ürünlerin tohumlarını, başkalarına ihtiyaç duymadan Türkiye'nin kendi öz kaynaklarıyla karşılaması olduğunu bildirdi.
''Türkiye CERN'e tam üye oluyor''
Türk bilim dünyasının uzun yıllardır beklediği bir müjdeyi kamuoyu ile paylaşmak istediğini ifade eden Çakıroğlu, 16 Mart'ta yapılan başvuru üzerine Türkiye'nin Avrupa Nükleer Araştırma Merkezine (CERN) resmi müracaatının yapıldığını söyledi.
Çakıroğlu, böylece Türkiye'nin 5 yıl içinde CERN'de gözlemci statüsünden tam üyelik statüsüne geçeceğini bildirdi.
Polensiz söğüt ağacı
Konuşmaların ardından Bakan Güler, merkez içinde bulunan laboratuvarlarda incelemelerde bulundu.
Güler, Nükleer Tarım Birimindeki Türk bilim insanlarınca geliştirilen polensiz söğüt ağacı, yerli domates ve yerli nohut üzerindeki çalışmalara özel ilgi gösterdi.
Uzmanların verdiği bilgiye göre, şehir ağaçlandırmasında yoğun olarak kullanılan astım ve alerjiye, nezleye neden olan söğüt ağacının sağlığa zararsız polen üretmeyen bir tipi elde edildi. Polensiz söğüt ağacının patent ve tescil çalışmalarının sürdürüldüğü belirtildi.
35 dakikada pişen nohut
Uzmanlar, tarımda sürdürülebilir gıda politikalarının oluşturulması amacıyla nükleer teknikler kullanarak soğuk havaya, hastalıklara, kuraklıklara dayanıklı tohumlar üzerinde de çalıştıklarını anlattı.
Nükleer teknikler kullanıldığı için tohumlar üzerinde herhangi bir kalıntının bırakılmadığını ifade eden uzmanlar, bu kapsamda benzerlerine oranla yüzde yüz verim sağlayan, protein oranı yüksek, 35 dakikada pişebilen bir nohut geliştirdiklerini belirtti.
Uzmanlar, normalde nohutların uzun süre suda bekletildikten sonra ortalama 65 dakikada piştiğini, geliştirdikleri nohut türünde ise bu sürenin 35 dakikaya indirildiğini kaydetti.
Yerli domatesler üzerinde de çalıştıklarını anlatan uzmanlar, buna göre üretici ve tüketicinin istediği tipte, raf ömrü uzun, kokulu, hastalıklara dayanıklı domates geliştirdiklerini söyledi.
Keneler kısırlaştırılıyor
Merkezde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ilgili olarak da çalışmalar yapılıyor. Çalışmayla ilgili bilgi veren yetkililer, bu hastalığın kontrol altına alınması amacıyla erkek kenelerin laboratuvar ortamında kısırlaştırıldığını anlattı. Kısırlaştırılan erkek kenelerin dişi kenelerle çiftleşmesi sonucu yumurta oluşmadığını, oluşan yumurtalarda ise bu hastalığın görülmediğini ifade eden yetkililer, çalışmaların kısa sürede sonuçlanabileceğini kaydetti.
Merkezde basın mensuplarına Radyasyon Erken Uyarı Sistemi ile yapay güneş oluşturulmasını sağlayan fizyon reaktörleriyle ilgili bilgi de verildi.

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın