Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Tarım Fuarı Adana'da tarlada düzenleniyor

Tarım Fuarı Adana'da tarlada düzenleniyor

Geçen yıl ilki Trakya'da gerçekleşen 'Açık Alanda Tarla Günleri Fuar'ı bu yıl Ad...
Altın Çilek Üreticiyide Cezbetti

Altın Çilek Üreticiyide Cezbetti

Narenciyeye alternatif bir ihracat ürünü olarak Silifke'de 2 yıl önce deneme eki...

Polen tuzaklı kovan arı sayısını artırıyor

Polen tuzaklı kovan arı sayısını artırıyor

Erzurum İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Taner Bayır, Türkiye arıcılığınd...

Sulama'da tasarruf sağlayan yeni bir yöntem geliştirildi

Sulama'da tasarruf sağlayan yeni bir yöntem geliştirildi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) tarafından, tarım sulamasında yeni bi...

2012 Targel Alımı

2012 Targel Alımı

Trabzon Milletvekili M. Volkan CANALİOĞLU'nun mecliste vermiş olduğu yazılı soru...

Fark ödemesi destekleme prim miktarları belli oldu

Fark ödemesi destekleme prim miktarları belli oldu

Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli'ne göre 2011 yılı ürünü yağl...

Türkiye tohumculuk merkezi olma yolunda

tohumculuk_kongresi.jpgTürkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRK-TED) Başkanı Dr. Mete Kömeağaç, Türkiye'nin tohumculuk liginde dünyanın ilgi odağı olduğunu belirterek, hibrit tohumda dünyanın bir numarası olan İsrail'e tohum satıldığını söyledi

Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) tarafından düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresi Antalya'da başladı.

TÜRK-TED Başkanı Dr. Mete Kömeağaç, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de tohumculuğun 25 yıllık geçmişe sahip olduğunu, bu sürede Türk tarım ve tohumculuk sektörünün dünyadaki teknolojiye ayak uydurduğunu kaydetti. 1985 yılından sonra bir çok yerli ve yabancı tohumculuk şirketlerinin Türkiye'de yatırım yapmaya başladığını anlatan Kömeağaç, 2004 yılında Islahatçı Hakları Yasası'nın çıkması ve Tohumculuk Yasası'nın da geliştirilmesiyle, bu sektörde güçlü bir altyapıya ulaşıldığını söyledi.

Kömeağaç, şöyle konuştu:

"Türkiye bir dönem tohumculukta dışarıya bağımlıydı. Bu sektörün alt yapısının güçlendirilmesiyle Türkiye tohumculukta yeni bir atılım yaptı. Uluslararası Tohumculuk Federasyonu yönetiminde üye olarak yer alıyoruz. Dünyada tohumculuk sektörünün geleceği ve sorunları tartışılırken, Türkiye de yönetimde yer alarak, bu alanda yönlendirici olmaya başladı.

Türkiye, tohumculuk liginde dünyanın ilgi odağı oluyor. 2011 yılında Doğu Avrupa Tohumcular Birliği Genel Kurulu'nu Türkiye'de yapacağız. Sertifikalı tohum kullanımı ile hem kalitede hem de verimlilikte önemli yer ediniyoruz. 1980'li yıllarda 100 milyon dolar olan tohumculuk ticaret hacmi bugün 450 milyon dolara ulaştı. Tohumculukta dünya ticaretinde çok önemli yerdeyiz. Türkiye, bitkisel üretimde çok hızlı gelişiyor. Teknolojiye çok çabuk ayak uyduruyoruz. Tohumculuktaki gelişme Türk tarımına da çok olumlu yansıyor."

Türkiye'nin biber, patlıcan tohum ve çeşitliliğinde dünyada ikinci, domateste ABD ve Çin'den sonra üçüncü sırada yer aldığını bildiren Kömeağaç, hibrit sebze tohumculuğu ve çeşitliliğinde sürekli gelişme içinde olduğunu kaydetti. Kömeağaç, şöyle devam etti:

"Türk özel sektörü, tohumculuğun yüzde 80'ini oluşturuyor. Yerli tohum kullanımı artıyor. Yüzde 5-10'larda olan yerli tohum kullanımı her geçen yıl daha da artıyor. Türkiye'de yerli sertifikalı tohum kullanımı yüzde 35'lere ulaştı. 2020 yılında tohumculukta 1 milyar dolar ciro hedefliyoruz. Kamudan da beklentilerimiz var. Sertifikalı tohum kullanımı özendirilmeli ve teşvik edilmeli. Türkiye'de milli tohumculuk ve AR-GE geliştirilmeli."

Türkiye'nin mevcut alt yapısı ve teknolojisi ile tohumculuk alanında Ortadoğu'dan Afrika'ya kadar uzanan coğrafyaya hitap edebilecek düzeye geldiğini söyleyen Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Başkanı Orlando de Ponti, "Tohumculuk sektörü Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar, Türki Cumhuriyetleri ve Afrika bölgesinde çok önemli. Bu coğrafyalara tohumculukta ve gıda üretiminde çok önemli bir yere sahip olan Türkiye, dünyada da merkez olma yolunda" dedi.
80 ülkeden yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı Dünya Tohumculuk Kongresi, dün Antalya'da başladı. 27 Mayıs'ta sona erecek kongrenin açılışında konuşan ISF Başkanı Ponti, Türkiye'nin yalnızca uygarlıkların ve tarımın değil, aynı zamanda bitki ıslahının da doğuş yeri olduğunu söyledi. Bu yıl Antalya'da gerçekleştirilen Tohumculuk Kongresi'ne katılımın son 20 yılın rekoru olduğuna dikkat çeken Ponti, bunun Türkiye'deki tohumculuk sektörünün potansiyelini göstermesi açısından önem taşıdığını aktardı.

"İsrail'e tohum satıyoruz"


Türkiye'nin tohumculuk sektöründe geçmişi çok kısa olmasına rağmen dünya ülkeleri arasında önemli hale geldiğini ifade eden Kömeağaç, 20 ülkeye yılda 60 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini vurguladı. Kömeağaç, şunları kaydetti:

"Hibrit tohumda dünyanın bir numarası olan İsrail'e tohum satıyoruz. Ülke içinde 150 milyon dolarlık hacme ulaşan tohum dış ticareti, Türkiye lehine gelişiyor. 90 milyon dolarlık ithalat, 60 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde ithalat ve ihracat dengesini de sağlayacağız.

İhracatımızın büyük bölümü Avrupa ülkeleri ile Türk Cumhuriyetlerine gerçekleştiriliyor. Orta Doğu ülkelerine de ihracatımızı artıracağız. Hibrit tohumda dünyanın bir numarası olan İsrail'e tohum satıyoruz. Tohumculukta İsrailli şirketlerle rekabet ediyoruz. Türk tohumculuk şirketlerinin karşısında 150-200 yıllık şirketler var. Bu şirketlerin cirosu 5-10 milyar dolara ulaşıyor. Bu nedenle yabancı şirketler AR-GE çalışmalarına daha fazla yatırım yapıyor. Biz küçük cirolarla AR-Ge yapmaya zorlanıyoruz."

Kömeağaç, küresel krizin Türk tarımını da etkilediğini, sektörde nakit akışının çok düştüğünü, bu nedenle de tohum kullanımının yavaşladığını kaydetti.

"Bio güvenlik yasası çıkmalı"

Dünya'da bir çok ülkenin bitkisel teknolojik üretime başladığını, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve bundan yüksek gelir elde ettiğini vurgulayan Kömeağaç, Türkiye'de de Biyogüvenlik Yasası'nın çıkması gerektiğini söyledi. Genetiği değiştirilmiş Organizmalar konusunda bakanlığın çalışma yaptığını ancak, bu konuda sektöre hiç danışmadığını savundu. Kömeağaç, şöyle konuştu:

"GDO'larla ilgili üretim ABD'de yaygınlaşıyor. Arjantin'de de buna ayak uyduruyor. Avrupa'da da araştırmalar sürüyor. Türkiye'de ise bu konuda çok ürkütücü bir tepki var. Türkiye'de GDO'larla ilgili bir araştırma çalışması yok. Bunun için kanun yapılması gerekir.

Biyogüvenlik Yasası çıkarılmalı. Sektör bu konuda düzgün bir yasaya kavuşturulmalı. Bu konuda da dünya ticaretinde yer almak istiyoruz. GDO'lar tıpta zaten kullanılıyor. Biz, bir zamanlar matbaaya da karşı çıkmıştık. Teknolojiye dur diyoruz. Teknoloji ticarete döndüğünde öğrenmeye çalışıyoruz. Türkiye'de bir an önce bu konuda altyapı hazırlanmalı. İthal edilen tohumlarda ise GDO'su değiştirilmiş mi? değiştirilmemiş mi? Bunun sorgulaması yapılmıyor."

Türkiye'de yapılan Dünya Tohumculuk Kongresi'ne katılımın son 20 yılın en yüksek katılımı olduğunu da bildiren Kömeağaç, 27 Mayısta sona erecek kongreye, 100 ülkeden 2 bin'den fazla delege katıldığını kaydetti.

Kongrede, dünyadaki tarımsal üretim ve tohumculuk, verimlilik ile kalitenin artırılması konuları ele alınacak.

Kaynak: Referans Gazetesi

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın

Haberler