Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Tarımsal yüksek öğretimde yeni eğilimler

İnsanların yaşamını sürdürmesi için gerekli temel ürünlerin üretildiği tarım sektörü, toplayıcılık ile başlamış, zamanla birçok ürünün kültüre alınması sonrası suni olarak üretime devam ede gelmiştir....

Dolayısıyla tarım sektöründe faaliyet gösteren çiftçiler de önceleri çobanlık yapmışlar, tarımın giderek daha nitelikli ve modern yapılması sonrasında da mühendislik hizmetlerine olan talep ortaya çıkmıştır. Bu durum tarımsal üretimin daha nitelikli şekle gelmesine, standart ve seri üretim yapılmasına neden olmuştur. Sonuçta tarımsal üretimin yapılması için eğitim faaliyetleri de sadece teorik değil aynı zamanda uygulama faaliyetlerinin de birlikte yapılmasını gerektirmiştir. Bu nedenle mühendislik eğitimi ilk zamanlarda tecrübeli çiftçiler tarafından verilirken daha sonra ilerleyen yaşam şartları göz önünde bulundurularak tarım okullarında verilmeye başlanmıştır. Dünyada birçok ülkede tarım eğitimi, tarım üniversitelerinde verilirken, Türkiye'de çeşitli üniversiteler içinde bulunan ziraat fakültelerinde bu eğitim sürdürülmektedir.
Dünyada son yıllarda yürütülen mühendislik eğitimlerinin gelişmesi ve değişmesi, ziraat mühendisliği öğretiminin de değişmesine neden olmuştur. Ancak tarımsal eğitimin verildiği Ziraat Fakültelerinde değişim hiçte kolay olmamıştır. Son 10 yılda ziraat fakültelerinde 3 farklı sistem denenmiş, değişimde başarı görülmemesi sonrasında en eski sisteme dönülmüştür. Oysa değişen istekler mezuniyet sonrası kamuda çalışan mühendislerin, özel sektör anlayış ve çalışmasına göre şekil değiştirmesinden ibarettir. Bu nedenle de alınan eğitimin istekliliği çerçevesinde geliştirilmesi, eğitim faaliyeti sonucu çalışılacak sektörün istekleri doğrultusunda düzenlenmesi gerçekliğini ortaya çıkarmıştır.

Türkiye'de bulunan 24 ziraat fakültesinden biri olan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğrenim gören öğrencilerden anket yolu ile elde edilen verilerden hareketle, öğrenciler bazı derslerin değiştirilmesi en azından içerik yönüyle değiştirilmesi, ikinci olarak da verilen bilgilerin nasıl kullanılacağının öğretilmesi konularında görüş bildirmişlerdir. Öğrencilerden alınan bilgiler doğrultusunda, genel eğitim faaliyetleri içinde tartışılabilecek çok önemli bir sonuç da ortaya çıkmıştır. Fakültede öğretilen bilgiler iş yaşamında kullanılmıyor, iş yaşamında istenen bilgiler ise fakültede öğretilmiyor. Diğer bir deyişle gerçek yaşam ile öğretilen arasında fark bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle eğitim-öğretim programları düzenlenirken bu konulara dikkat edilmesi önemli olmaktadır. Oysa fakültelerde öğretim elemanları hala derslerin adını, bölümünü ya da kim tarafından verileceğini tartışmaktadır. Dersin ya da derslerin kim tarafından nasıl verileceği değil, verilen bilginin öğrencinin iş yaşamında nasıl kullanılacağı olmalıdır.

Yazar : YRD.DOÇ.DR. MİTHAT DİREK

Kaynak:Referans Gazetesi

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın