Son Güncelleme:Cuma, 03 May 2013

Baklagil ihracatında dünya liderliğini kaybediyoruz

baklagil1.jpg1990 yılında nohut ve mercimek ihracatında dünyada ilk sırada yer alan Türkiye, ekim alanlarının daralması ve verimin düşmesi nedeniyle bu ürünlerde ikinciliğe geriledi.

AA muhabirinin Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden (TZOB) aldığı bilgiye göre, dünyada 2 milyardan fazla insan için en önemli protein kaynağı olan baklagiller, düşük yağ oranı, yüksek karbonhidrat içeriği ile besleyici gıdaların başında geliyor.
Özellikle hayvansal ürün tüketimi oldukça düşük olan Türk insanının protein ihtiyacının karşılanmasında baklagiller büyük önem taşıyor. Dünyada yılda ortalama 18,7 milyon ton fasulye, 10,6 milyon ton nohut, 4 milyon ton da mercimek üretiliyor.
Türkiye dünya fasulye üretiminden yüzde 1,4, nohut üretiminden yüzde 14, mercimek üretiminden yüzde 15 pay alıyor. Dünya fasulye üretiminde Brezilya, Hindistan, Myanmar ve Çin, nohut üretiminde Hindistan, Türkiye, Pakistan, İran, mercimek üretiminde ise Hindistan, Kanada, Türkiye ve ABD önde geliyor.
1990 yılında bazı baklagil ürünlerinde dünyada ilk sıralarda yer alan Türkiye, 2007’ye kadar ekim alanlarının daralması ve üretiminin düşmesi yüzünden bu özelliğini kaybetti. Türkiye, artık birçok üründe söz sahibi değil.
TZOB verilerine göre, 1990 yılında 846 bin ton kırmızı ve yeşil mercimek üretimi ile dünya ihracatının yüzde 47’sini karşılayarak ilk sırada yer alan Türkiye, 2007 yılında yaklaşık 540 bin ton mercimek üretimi ile dünya ihracatından yüzde 15 pay alarak 2. sıraya geriledi.
Aynı şekilde 1990 yılında 860 bin ton nohut üretimi ile dünya ihracatının yüzde 62’sini karşılayan ve bu potansiyeli ile ilk sırada yer alan Türkiye, 2004 yılında 620 bin ton (2007 üretimi 505 bin ton) nohut üretimi ile dünya ihracatının sadece yüzde 19,5’ini karşılayarak 2. sıraya düştü.
1990 yılına kadar dünyanın en büyük yeşil mercimek ihracatçısı olan Türkiye, kendi üretimindeki azalmanın yanı sıra Kanada ve ABD’nin, üretimlerini artırması, verim yüksekliği ile uyguladıkları desteklere paralel olarak düşük fiyatla dünya piyasalarına girmeleri sonucunda üstünlüğünü kaybetti. 1990 yılında 216 bin ton olan yeşil mercimek üretimi 50 bin tona kadar gerilerken, Kanada’nın 1990 yılında 213 bin ton olan mercimek üretimi 962 bin tona yükseldi. ABD de üretimini 41 bin tondan 189 bin tona çıkardı.
Kuru fasulye ihracatında ise yüzde 30 pay ile ilk sırada Myanmar yer alırken bu ülkeyi Çin, Kanada, ABD, Arjantin izliyor. Türkiye ise 2004 rakamlarına göre dünya ihracatından sadece yüzde 0,6 oranında pay aldı.

FASULYE İHRACATI 6 YILDA YÜZDE 95 AZALDI

Türkiye’nin nohut ve fasulye ihracatında 2001 yılından bu yana da önemli düşüşler oldu. 2001 yılında 45 bin ton civarında olan fasulye ihracatı geçen yıl yüzde 95 azalmayla 2 bin 250 tona, nohut ihracatı ise yüzde 55 azalmayla 69 bin tona düştü.
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Hepokur, Türkiye’de baklagil üretimi ve pazarlaması konusunda özel bir destekleme politikası uygulanmadığını, doğrudan gelir desteği, sertifikalı tohumluk kullanım desteği, zaman zaman uygulanan motorin ve gübre desteği dışında bir teşvikin olmadığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerde ise baklagil üretiminin artırılmasına yönelik önemli desteklerin verildiğini vurgulayan Hepokur, bu durumun Türk çiftçisinin rekabet gücünü azalttığını anlattı.
Türkiye’nin baklagil ihracatının düştüğünü buna karşın ithalatının arttığını ileri süren Hepokur, şunları kaydetti:
"Bu durumun devam etmesi durumunda bir dönem ihracatta lider olan Türkiye, ithalatçı ülke konumuna düşecek. Bu yüzden sorunların çözümü konusunda acilen bazı adımların atılması kaçınılmaz görünüyor. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Yetersiz olan sertifikalı tohumluk kullanımının yaygınlaştırılması, verimde artışın sağlanması için çalışma yapılmalı. 1990 sonrasında TMO’nun baklagil alımlarını azaltması 1994’de tamamen durdurması ve yerine herhangi bir baklagil pazarlama politikası oluşturulamaması ile birlikte ortaya çıkan pazarlama sorununun çözülmesi gerekiyor."
Hepokur, verim artışına dayalı iyi bir tarım politikası ile Türkiye’nin baklagil üretimi ve ihracatında dünyada ilk sıralara yükselebileceğini belirterek, "Üretimden vazgeçen üreticilerin yeniden baklagil üretime yönlenebilmesi için prim desteklemesi yapılmalıdır. Özellikle hasat dönemlerinde baklagil ithalatına kesinlikle izin verilmemelidir. Hastalıklara dayanıklı, verimi yüksek tohum çeşitleri geliştirilmelidir" diye konuştu.

Kaynak: Milliyet.com.tr

Yorumlar

  • Henüz hiç yorum yok
Yorum yapmak için oturum açın